13 Nisan 2019 Cumartesi

.Yurtdışına Yerleşeceklere Tavsiyeler

Son zamanlarda kullanmaktan en keyif aldığım tanımlamardan birisi "pembe götlü lümpenler". Sözlük anlamının tam olarak ne olduğunu bilmiyorum ama bana; üst gelir sınıfından olup hayatın gerçeklerinden bi haber yaşayan yavşaklar ve üst gelir sınıfına geçmeye çalıştığı için bulunduğu sınıfın gerçekliklerini görmemezlikten gelen diğer yavşaklar olmak üzere iki farklı grubu niteleyen bir söz öbeği gibi geliyor.

Yurtdışında yaşamakla pembe götlü lümpenlerin ne alakası var diyebilirsiniz, ben de ondan bahsedeceğim.

1960'larda başlayan ve başta Almanya olmak üzere Türkiye'den Avrupa'nın niteliksiz işçi açığını kapatmak için giden aileler ve onların çocuklarıyla oluşan ekibi bu bahsedeceğim konunun dışında tutalım çünkü onlar hayatın gerçeklerinin fazlasıyla farkında oldukları için size böyle tavsiyeler falan vermezler (istisnalar tabi ki var) Benim bahsedeceğim kesim özellikle son on yılda akademik ve kişisel çabalarıyla (göçmenlik başvurusu, green card, sponsorluk veya ankara anlaşması) yurtdışına göçen tayfa, bunlardan alacağınız tavsiyeleri asla ve asla dikkate almayın, göt gibi kalırsınız ortada.

-->Tekrar söylüyorum, ben genelleyerek konuşacağım ama tabi ki istisnalar vardır

Madde madde mi gitsem yoksa düz yazı mı devam etsem emin olamadım, öncesinde çok düşünülmüş bir yazı da olmadığı için dümdüz gideyim ben.

Şimdi Türkiye'den yurtdışına bakınca yurtdışında yaşayan herkesin süper mutlu keyifli olduğu falan sanılıyor. Evet, Avrupa'da devlet sistem anlamında çok daha organize ve sosyal bir yapıya sahip ancak bu Avrupa'da yaşayan herkesin götüne buzlu badem soktuğu anlamına gelmiyor. Bir kere kapitalist sistemin merkezi olan bu kıtada kapitalist sistem böyle bir yaşam döngüsüne izin vermez.

Çok nitelikli bir işgücü değilseniz ya da aşırı fazla paranız yoksa kimse sizi havaalanında çiçeklerle karşılamayacak. Sizin gibi milyonlarca insanın gelmek istediği ve gittiğiniz yerde sizin gibi milyonlarca insanın olduğu ve de kimsenin sizi pek siklemediği bir yere hoşgeldiniz.

İster istemez aynı İtalyanlar gibi, Polonyalılar gibi ne bileyim Meksikalılar gibi siz de Türkler'le iletişim halinde olacaksınız. Genelde "Sokon torklorlo olotosom kormo" diyenler olur ama mecbur kuracaksın kardeşim. Ulan İstanbul'da bile rizeli'ler rizeli'lerde, kastamonu'lular kastamonulu'larla, sivas'lılar sivaslı'larla boşnak'lar boşnak'larla takılıyor sen Londra'da, New York'da ne bileyim Berlin'de kimle takılacaksın? Bu full time etrafında Türklerle dolacak veya dolsun demek değil ama böyle bir gerçek var, sosyal network bu, sosyolojik bir gerçek. Dolayısıyla bundan kaçmaya çalışmak manasız, bence mantıklı olan bunu verimli ve kabul edilebilir bir seviyede tutmak. Eğer yurtdışında yaşayıp "aaabbiii benim hiç türk arkadaşım yok yaaa, hep yabancılarla takılıyorum" diye övünen birisini duyarsanız ya yalancıyı sikmedikleri için bu kadar rahat konuşuyordur ya da sürekli yabancı çevre edinmeye çalışan bir denyodur. Kişisel kanaatime göre Türk - Yabancı sosyal çevre oranında olması gereken hayatınızın akışına göre uygun bir denge sağlamak.

Şimdi tabi bir de para kazanma kısmı var, pembe götlü lümpenlere burada biraz daha fazla atıfta bulunacağım. Eğer bir sponsorla gelmediyseniz ya da gittiğinizde size bir iş imkanı sağlamak anlamında destek alabileceğiniz bir tanıdığınız yoksa işiniz cidden zor. Orta - üst gelir seviyesindeki ailelerden gelen fena eğitimi olmayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının en sıkıntılı özelliklerinden birisi olan gereksiz gurur burada biraz devreye giriyor. Hani dedim ya Türkiye'den bakınca avrupa'da yaşayan herkez aşırı mutlu gözüküyor diye, avrupa'ya gitmiş arkadaşlarımız da burada yaptıkları işleri hayatlarını falan hep makyajlayarak yansıtıyor Türkiye'deki arkadaşlarına ailelerine. Yapmayın beyler böyle şeyler, ne gerek var.

Neyse, bu yazı uzar da uzar, zaten uzun zamandır yazmadığım için yazarken biraz sıkıldım da. Kısa bir şey daha söyleyeyip kapatayım yazımı.

Yine son zamanlarda modern/entel gözüküp çaktırmadan hükümet yalakalığı yapmak isteyen tipler gibi "yurtdışına gidip sürünürsünüz, vatanınızda kalın" falan gibi salakça bir şey asla demiyorum. İsterseniz Türkiye'de kalın isterseniz Yurtdışına yerleşin, bu sizin bireysel özgürlüğünüz. Ama yurtdışına yerleşecekseniz gerçeklerin farkında olun, çünkü hayallerle yaşayanı gerçeklerle sikerler.