Ben biraz geç kaldım aslında bu polemiğe dahil olmaya,ancak şimdi gündemimizi meşgul eden en populer konulardan birisi olan "Muhteşem Yüzyıl" hakkında ki görüşlerimi belirteceğim,sıkı tutunun :)
Önce muhteşem yüzyıl olarak tabir edilen Osmanlı İmparatorluğunun 16.yy hakkı ve Sultan Süleyman hakkında ki görüşlerimi aktarayım.Muhteşem olarak bilinen Sultan Süleyman bir Osmanlı hayranı ve tarih meraklısı olan şahsıma oldum olası sevimsiz gelen bir padişah olmuştur.Ben ki Vahdettin Han'ı dahi sahiplenen hain olmadığını savunan, istiklal mücadelesine büyük emekler vermiş birisi olarak düşünürken Sultan Süleyman'a hep soru işaretleri ile yaklaştım.
Sultan Süleyman'a karşı bu kadar önyargılı olmamın sebeplerini kısaca aktarmam gerekirse sonuçlardan başlamak isterim.Öncelikle Sultan Süleyman Osmanlı tarihinin en şanslı padişahıdır bana göre.Mısır'ı fetheden babası Yavuz Sultan Selim Han'dan Osmanlı hazinesini taşıracak derecede büyük bir mirasın üstüne gelmiştir hatta bu büyük mirasa tek erkek çocuk olması nedeni ile hiç taht kavgası yaşamadan oturmuştur.Yani tam anlamı ile Armut piş ağzıma düş olmuş,düşeşe denk gelmiştir.
Bu sebeplerden dolayı çok şanslıdır.Padişahlık dönemine baktığımızda da topraklarına toprak katmıştır Devletin.Belgrad,Rodos,Bağdat ve Macaristan gibi farklı kıtalardan topraklar fethetmiştir.Başarıdır,saygı duyarız.Ancak bir de Almanya seferi vardır ki diğer fetihleri hakkında da sorgulamaya yapma gereği hissettirir bende.Kanuni tahttayken falanlı filanlı konuşup denyoluk yapan Alman imparatoru Şarlken'e ağzını payını vermek için derhal orduyu toplar ve Almanya'ya sefere çıkar.Almanya içlerine kadar gider Kanuni Şarlken'i deyim yerindeyse mekanında tokatlamak için.Fakat Kanuni'nin geleceği haberini alan Şarlken'in götü 3,5 attığından cesaret edip çıkamaz Kanuni'nin karşısına.Peki Kanuni ne yapar bunun üstüne,tası tarağı toplayıp İstanbul'a geri döner.Şimdi ilk bakışta ne kadar gurur verici bir olay değil mi?Kanuni "Höt" diyince Avrupa "Göt" diyor,fakat ben olaya farklı bir açıdan bakıyorum.E be birader bu ordu su ile mi çalışıyor.Onbinlerce kişilik ordunun Taa Almanya'ya gidip gelmesi kaça mal oluyor?Bir de oraya kadar gidip şeklini koyup geri geliyorsun.
İşte bu sebeplerden dolayı yarına çok fazla önem vermeyen bir padişah izlenimi bırakmıştır kanuni hep bende.Bir de Şehzade Mustafa olayı beni kendisinden soğutmuştur.Halk ve Askerler tarafından çok sevilen ve geleceğin Sultan'ı olarak görülen Şehzade Mustafa'yı gözleri önünde boğdurtmasıdır.Hatta bir rivayete göre Şehzade Mustafa olacakları bildiği halde babasına karşı gelmemek için savaş hazırlıkları sebebi ile Konya'da bulunan otağa kendi rızası ile gitmiştir.Şehzade Mustafa'nın ölümünden sonrada oğulları arasında en beceriksiz olan 2.Selim(Sarı) tahta geçmiştir.Başka bir deyişle 1566-1574 arası yani tam 8 sene Osmanlı topraklarını Ukrayna'lı bir papazın torunu idare etmiştir.
Gelelim "Muhteşem Yüzyıl" isimli diziye.Ben diziyi tarihsel anlamda eleştirmeyeceğim eleştiremem de.Çünkü dizinin kısıtlı tarihi veriler dışında Kurgu olduğu bağıra bağıra söyleniyor, daha neyi tartışalım.Tabi ki yapımcı kurgularken izlenme payını yükseltecek şekilde kurgulayacak.Benim dizi de eleştireceğim nokta daha farklı.Hala 4 duvar arasında dizi çekiliyor.Kanuninin bir tane savaşı canlandırılamıyor,yapımcılık yine vasatın altında.Hal böyle oluncada "Muhteşem Yüzyıl" dizisi vasat bir projeye dönüşüyor.
19 Ocak 2011 Çarşamba
Muhteşem Yüzyıl
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)