19 Nisan 2011 Salı

Yılmaz Özdil ile Gündemi Takip Ediyorum

Yılmaz Özdil denen bir karakter ve bu karakterin yazmış olduğu 10 paragrafı geçmeyen(Eminim ki 15 paragrafı geçen köşe yazıları bir çok kişi tarafından, yarısına gelince okunmaktan vazgeçiliyordur) köşe yazılarından gündemi takip edip fikir üreten milyonlar.


Yalan söylemeyeyim ben de denk geldikçe okuyorum bu nevi şahsına münasır abimizin yazılarını.Çıkarttığım anlam ise, bu adamın elinde beş parça lego varmış da, her yazısında farklı şekilde birleştirerek, farklı konular hakkında yorum yapıyormuş gibi geliyor.


Gündem hakkında yazılar yazıyorsan ve amacın eleştiri ise bu kadar yüzeysel olma be Yılmaz Abi!!. Tam anlamı ile internet bilgileri. Gerçekten yazmıyor, sanal ortamda paylaşıyor.


Merak ettim bu abimizin kaç tane kitabı varmış diye Google'a bir sordum, aldığım cevap 2011 yılında yazılmış yalnızca bir (Rakamla "1") adet oldu(Yanlışsam düzeltebilirsiniz, özgürsünüz) Aslında çok görmedim kendisine,neden mi? uzun uzun araştırmalar yapıp, kalın kalın kitaplar yazsa acaba 10 satırlık yazıları sosyal ortamlarda paylaşan kaç kişi okurdu bu kitapları? Uğur Mumcu'nun kitaplarını kaç kişi okudu?ya da katledilmeden önce ne kadar gündemi işgal ediyordu üstad ?


Diyeceğim o ki, Hükümet karşıtı olan insanların büyük bir çoğunluğunun Yılmaz Özdil yazılarından ilham aldığını düşünürsek, uzun yıllar daha aynı hükümet ile yaşamaya şimdiden alışsak iyi olur sanırım.

13 Nisan 2011 Çarşamba

Sehven vs Yanlışlıkla

Güzel Türkçe'mizde "sehven" diye bir kelime varmış ve ben Türkçe'yi iyi kullandığını düşünen,aynı cümle içerisinde iki kelimeyi kullanmamaya dikkat eden, kelime dağarcığı ortalamanın üstünde bir birey olduğumu düşünürken, bu kelimeyi 4 ay öncesine kadar bilmediğimin farkına vardım.Aslında normal çünkü bu şahane kelime resmi yazışalarda kullanılıyormuş, şahsımında gayrı resmi bir hayatı söz konusu olduğunu düşündüğümde lugatıma dahil olmaması gayet normal.


Şimdi konu şöyle ki mail trafiğinin içerisinde "sehven falan yerine filan yazılmıştır" gibi cümlelerde gözüme ilişiyordu, emin olamamakla beraber "yanlışlıkla" kelimesi ile aynı anlamda olduğunu düşünüyordum. Ardından ben de bir hata yaptığımda "sehven falan yerine filan yaptım" gibi mailler göndermeye başladım.

Fakat sonra düşündüm ki bu sehven kelimesi yanlışlıkla ile kesinlikle aynı anlamda değil, yakın diyebiliriz ama asla aynı değil.

Yanlışlıkla kelimesi delikanlı bir kelimedir, yanlışlıkla denilince hatayı üstlenirsin. "Ben yaptım kardeşim, cezası neysede çekeriz" demenin özetidir bir anlamda. Ama sehven öyle değil işte. Sehvenin götü başı oynar, kıvraktır. Sehven denilince sanki; hatayı ben değil de yan masada oturan x hanım/bey yaptı tadını verir insana. Bir nevi kaçacak deliktir sehven, suçu üstünüzden atmanın bir yolu geliyor bana nedense.

Hee şimdi sorarsanız bundan sonra resmi yazışma yaparken hata yaptığında sehven mi kullanacaksın, yanlışlıkla mı ? diye, cevabımı vereyim Sehven i kullanacağım.

Lanet olsun bu düzene de bu düzenin kölesi olan bizlere de. Devlet bize sahip çıksın.