25 Haziran 2012 Pazartesi

Burnunu Sildikten Sonra Peçeteye Bakan İnsan Samimiyeti


Kendimce insanların samimiyetini anlamak için oluşturmuş olduğum bir takım tespitler vardır, bunlardan en önemlisi de "Burnunu sildikten sonra peçeteye bakan insan samimiyetidir"

Burun silme hareketi kanaatimce kişinin karakteri açısından bir çok ipucunu içerisinde barındırmaktadır. Mesela şakır şakır burnu akarken peçeteyi iki elinin parmakları ile tutup minik, narin ve oval hareketler ile burnunun etrafında gezdiren bir insan asla bana samimi gelmez. Çünkü o an seni aşırı derecede rahatsız eden bir durum söz konusudur ve bu rahatsızlık veren durumdan ivedi şekilde kurtulman gerekir. Seni mutluluğa ve huzura ulaştıracak bu hareket ise ancak ve ancak cesurca "Hrankk" sesi eşliğinde yapacağın burun tahliye manevrasıdır. Bunun dışında yapılan kibar burun silme hareketi sadece huzursuzluğuna huzursuzluk katacaktır.

Aynı zamanda burun silme alışkanlığı yetişmiş olduğunuz kültürü de yansıtır. Mesela bir Avrupalı korkusuzca burnunu silerken, Türk insanı belki de ergen dönemlerindeki bastırılmış duygularının esiri olması sebebi ile bu cesareti topluluk içerisinde pek gösteremez, gösterene de "Yuh", "Ohaaa amk", "Hayvan oğlu hayvan" dercesine bakışlarla kınar.

Bu özelliğimizle birlikte burnumuzu sildikten sonra hep yapmak istediğimiz ama yine üzerimizdeki mahalle baskısı sebebi ile yapamadığımız, burun silme operasyonunun ardından "Bakalım peçeteden ne çıkacak" merakı vardır. Kendi varlığımız ile baş başa iken gerçekleştirdiğimiz bu merak dolu bakışlar, topluluk içerisinde ortadan kalkmaktadır.

Burnunu gönlünce silen insan samimidir, candır.




23 Haziran 2012 Cumartesi

Prison Break


Daha önce yazmış olduğum bir takım başlıklarda da serzenişte bulunduğum üzere, "başladığım bazı işleri yarım bırakmak" en kötü özelliklerimden birisidir. Artık bu kötü huyumdan yavaş yavaş vazgeçiyorum sanırım, hatta zamanında yarım bıraktığım işlerin bazılarını da tamamlamaya çalışıyorum. Prison Break'de bunlardan birisi.

Yabancı dizi kültürümün oluşmaya başladığı yılların başında Prison Break hayatıma öyle bir girmişti ki ruyalarımda cezaevinden falan kaçmaya çalışırdım. Özellikle ilk sezonda 43 dakikalık bölüm boyunca çok kez şaşkınlık ifadesi olarak Has*iktir, Yuhh amk, vs gibi kişisel olarak şaşkınlığımı ve beğenimi en çok belirten kelime gruplarını sık sık kullanırdım. Böyle delicesine izlediğim diziyi 3. sezonunun ardından sebebini bilmediğim belki de "yarım bırakma" hastalığım nedeni ile izlememeye başladım.

Aradan geçen yılların ardından (2012-2008= 4 yıl geçmiş :) ) beni dürten ilahi bir kuvvet ile bıraktığım yerden diziyi bitirme kararı aldım, işte benim için asıl yıkımda burada gerçekleşti.

Genelde insanların dizilerin bölümleri veya seri filmler arasında yapmış oldukları "ilk sezon iyiydi de sonradan çok bozdu" yorumu tarafımca pek yapılmaz. Ama Prison Break'in ilk 3 sezonunu izlerken sarfettiğim şaşkınlık ve hayranlık karışımı ifademi belirten sin kaflı sözler 4. sezonda pek söz konusu olmadı. Hele ki "The Final Break" de çok daha farklı bir kurgu beklemekteydim.

Belki de bunun sebebi seninle aramıza giren yıllardır Prison Break ? Acaba arasına zaman soktuğumuz her şeyin sonu böyle hüsran ve hayal kırıklığı ile mi biter ki ? Öyle değildir değil mi ? olmasın yani !

Yine de bana yaşattığın heyecan ve tutku dolu 43 er dakikalık 81 seans için çok teşekkür ederim Prison Break.

Kib byeeeeee