“Türkiye siyasi tarihinin belki de en kritik seçimleri”
mottosu ile girdiğimiz 2015 Genel Seçimleri birçok insanın (seçim sonucuna göre
en azından Akp’ye oy vermeyen %60’ın ) istediği şekilde sonuçlandı.
Baktığımızda meclise girmeyi başaran 4 partiden 3ü gerçekten sonuçtan memnunken
AKP de memnunmuş gibi gözükmeye çalışıyor.
Şimdi seçim öncesi partilerin ne istediğine ve sonuçta ne
elde ettiğine bakmak lazım.
Genel olarak
milliyetçi kesimi saymaz isek HDP’nin barajı geçmesini bir çok insan
istemekteydi, HDP kurmaylarına seçimden önce “size %10.1 oy verelim, kabul mü
?” desek güle oynaya kabul ederlerdi, nitekim HDP %13 oy ile harika bir sonuç
ile mecliste 80 sandalyeyi kaptı. HDP’liler memnun mu ? Memnun da ne demek,
çılgın atıyorlar. Cumhuriyet tarihinin belki de en ayakları yere basan
siyasetini yapan Kürt siyasi hareketinin temsilcisi HDP’lilerin de bu fırsatı
mantıksız politikalar ile harcamayacak kadar zeki ve siyaset bilen insanlar
olduğunu düşünmekteyim.
MHP tarafından baktığımızda her seçim öncesi hep “tek başına
iktidar” sloganını atsalarda aslında onlar da biliyor potansiyelini. 2011
seçimlerinde %13 oy oranıyla 53 milletvekili sahibi olan MHP’ye, 2015
seçimlerinde %16,30 oy oranı ve 80 milletvekili ile başarılı dersek yanılmış
olmayız sanırım. MHP artan oy oranı ve milletvekili sayısından memnunken
kendileri için can sıkıcı tek nokta herhangi bir koalisyon yapacak gruba dahil
olamama sorunu. Bu açıdan baktığımızda MHP her türlü kombinasyonda koalisyon
dışında kalmakta. MHP için can sıkan bir diğer durum olarak da her ne kadar
sandalye sayısını artırmış olsa dahi karşıt kutupta olduğu HDP ile aynı
sandalye sayısına sahip olmanın, psikolojik bir baskı oluşturacağını
düşünüyorum.
Gelelim CHP’ye. Selahattin Demirtaş’ın sempatik ve ılımlı
tavrı ile birlikte Kemal Kılıçdaroğlu da kuşkusuz bu seçim kampanyasının en
sevimli liderlerindendi. Seçim öncesi her ne kadar başarı kriterini %35 olarak
belirlemiş olsalar da geçmişten günümüze türkiyedeki sosyal demokrat oy
dağılımına baktığımızda CHP için %30 ciddi bir başarıydı. Ancak bu seçimde de
geçen seçimdeki gibi %25 oranında kalırken 3 vekil azalarak 132 vekil ile
parlamentoda yerini alacak. Ancak Kılıçdaroğlu’na baktığımızda bunu bir
başarısızlık olarak görmüyor, haklı mı ? Nispeten. HDP’li vekillerin de dediği
gibi Chp’den HDP’ye kayan min %2,5’luk bir oy oranı bulunmakta ancak
Kılııçdaroğlu’da hassas ve stratejik davranarak bunu hiç dile dahi getirmiyor.
Kendisini takdir ediyor, sırf bu yüzden bile gözlerinden öpebiliyorum.
Gelelim AKP’ye ! 2011 seçimlerinde aldığı %50 oy oranından
%40 küsürlere 9 puanlık bir düşüş yaşadı. Karadeniz ve İç Anadolu’da MHP’ye,
Doğu’da ise HDP’ye kaptırdığı oylara baktığımızda da bu oranı yakalamaktayız.
AKP’nin oylarındaki düşüşün nedenleri başlı başına bir tartışma konusu, bu sebeple
ben sonuca odaklanacağım. Mecliste AKP dışında yer alan 3 parti de AKP’nin tek
başına iktidar olamaması ve kendi oylarının yükselmesi sebebiyle bir zafer
havasına bürünmüş gözükmekteler ama bence asıl burada tehlike çanları çalmaya
başlamakta ! HDP kurmaylarının bahsettiği emanet oylar yalnızca CHP’nin emanet
oyları değil, bu oylar içerisinde daha önce AKP’ye oy vermiş Kürt seçmenlerin
emanet oyları da bulunmakta. Aynı şekilde AKP’nin geçen seçimde kaybettiği
oylar içerisinde azımsanmayacak bir oranda da Karadeniz ve İç Anadolu’da MHP’ye
kayan oylar var !
Şimdi gelelim koalisyon ihtimallerine. Doğal olarak ilk
koalisyon kurma girişimlerine AKP başlayacak, AKP’nin koalisyon ihtimallerini
diğer bütün liderlerin açık ve net şekilde söylediği “AKP ile koalisyon
yapmayacağız” sözleri sebebi ile kısa kesiyorum, sonuç olarak AKP’nin koalisyon
ihtimallerinde yeri yok. Heee eğer olur da CHP MHP HDP’den birisi AKP ile
koalisyon konusunda uzlaşır ise karaktersizlik örneği sergilemek konusunda yeni
bir çığır açar.
Bunun dışında ise karşımıza yalnızca tek bir seçenek
kalıyor, CHP – MHP – HDP koalisyonu. Bu üçgene baktığımızda kesişim kümesi CHP
(Yoksa CHP gerçekten Türkiye’nin birleştirici gücü mü acaba ?) Eğer 276 sayısı
CHP’nin yanına MHP ya da HDP’yi alması ile sağlanabilecek olsaydı CHP öncelik
MHP olmak koşulu ile halen içinde barındırdığı ulusalcı kesimi biraz küstürmek
pahasına HDP ile de anlaşabilirdi. Ancak 276 vekili yakalamak, bu üç partinin
bir araya gelmesi ile olacağı için iki farklı kutup olan HDP ve MHP’yi aynı
masa etrafında toplanması pek olası gözükmüyor ki zaten Bahçeli de bunu çok
açık şekilde “Ne AKP ne de HDP ile koalisyon yapmayacağız” diye dile getirdi.
Bir iki gündür sosyal medyada bu üçlü koalisyonun bir araya
gelmesine engel olan isim olarak Bahçeli’ye eleştiriler görmekteyim,
katılmıyorum. Katılmamamın sebebi koalisyon olmasını istememem değil, empati
yaptığımda Bahçeli’yi haklı görmem. MHP’nin ideoloji esaslı bir parti olması
sebebiyle HDP ile ortaklık yapmasının temel ideolojisine zıt düşeceğinden bunu
ne seçmenine ne de kurmaylarına açıklayamaz hatta teklifini bile sunamaz. Eğer
ki, olur da bu ihtimal gerçekleşirse, MHP gelecek seçimde değil bu oyu almak,
barajı bile geçemez. Bunun farkında olan Bahçeli de stratejik davranarak hiçbir
koalisyona yaklaşmayıp en azından muhtemel erken seçimde oy oranını korumaya
çalışıyor.
Eeeee koalisyon da kuramadık, peki şimdi ne olacak ?
Olacak şey çok basit. Erken seçim kararı alınması ile
birlikte AKP seçim stratejisini “bakın, tek parti iktidarını bozdunuz, istikrar
ortadan kalktı, ülke kaosa sürüklendi” çerçevesinde toplayacak ve bu seçimde
kaybettiği 8 – 9 puanlık kaygan oyunu yüksek ihtimalle geri toplayacaktır.
Acı ama öngörüm bu şekilde.
Peki bu ihtimal öngörüm için kimi suçlamalıyız ? Koalisyon
kuramayan liderleri mi ? cevabım HAYIR. Suçlanması gereken, bu zamana kadar bu
toplumu yoksul ve cahil bırakarak; katilden, hırsızdan, hainden medet umar hale
getiren AKP kadar korkunç olmasa da geçmiş hükümetlerdir.
“AKP lidersiz kaldı, bu çözülmenin başlangıcı” diyenlere de
cevabım; Tayyip AKP’nin resmi genel başkanı olmasa bile, hayatta olduğu ve
Cumhurbaşkanı olmasına rağmen anayasayı kural tanımazca çiğneyerek AKP
propagandası yapabilme cüreti gösterdiği sürece AKP asla lidersiz kalmaz.
Yoldaş Lenin’in “Belki
iktidara gelecek kadar çok oy alamazdık ama devrim yapabilecek kadar
kalabalıktık” sözleri ile yazımı tamamlıyoruum.
Anlayanaasdgajmjdgfajf